ABD başkan adayları Türkiye’ye nasıl yaklaşıyor?
ABD, 5 Kasım’da yeni başkanını seçecek. Cumhuriyetçi Parti’nin adayı eski başkan Donald Trump ve Demokrat Parti’nin adayı Başkan Yardımcısı Kamala Harris, anketlerde başa baş ilerliyor.
Peki, Harris ya da Trump’ın ABD başkanlığı Türkiye için ne anlama gelir?
ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, Washington’da kim olursa olsun Türkiye ile ilişkilerin mevcut çerçevesinin dışına çıkmayacağını belirtiyor. Jeffrey, BBC Türkçe’ye verdiği röportajda, “Trump veya Harris ne yaparsa yapsın, genel olarak [Türkiye-ABD ilişkileri] çerçevesine sadık kalacaklardır. Bu çerçevenin dışına çıkarlarsa ciddi tepkilerle karşılaşabilirler” dedi.
Brookings Enstitüsü’nden Aslı Aydıntaşbaş ise başkanın kim olduğunun ötesinde, ilişkilerin kurumsal boyutuna dikkat çekti. Aydıntaşbaş, “[Washington’da] Türk-ABD ilişkilerini ve yakın işbirliğini savunan kurumsal yapı kalmadı” diyerek Ankara’nın bunu dikkate alması gerektiğini vurguladı.
Trump ile yakın ilişkiler yeterli mi? Uzmanlar, Trump’ın ilk döneminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile kurduğu yakın ilişkilere dikkat çekiyor. Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) Direktörü Sinan Ülgen, Trump’ın yeniden seçilmesi halinde Türkiye ve ABD arasında “daha düzenli ve güçlü bir diyalog” olabileceğini ifade etti.
James Jeffrey de Trump’ın yeniden başkan olması durumunda Washington’un Türkiye ile daha yakın bir işbirliği geliştirebileceğini belirtti: “Trump, ABD’nin 2. Dünya Savaşı’ndan beri sürdürdüğü kolektif güvenlik stratejisini anlamakta ve Türkiye’nin bu bağlamda ne denli önemli olduğunu kavramaktadır.”
Ancak Jeffrey, iki lider arasındaki ilişkide çıkabilecek sorunlara da dikkat çekti: “Tanıdığım liderler arasında birbirlerini küçük düşürüp ilişkileri kötüleştirme ihtimali en yüksek olan kişiler onlardır. Her ikisi de kendine has karaktere sahip.” Aslı Aydıntaşbaş, Trump’ın döneminde liderler seviyesinde iyi ilişkiler olmasına rağmen Türkiye-ABD ilişkilerinin en kötü dönemini yaşadığını ifade etti.
“İkinci Trump döneminde devlet başkanları düzeyinde iyi bir diyalog olacağına eminim, ancak bu durum Türkiye-ABD ilişkilerinin düzeleceği anlamına gelmiyor” dedi ve ekledi: “Trump dönemindeki iyi ilişkiler, Ankara’yı yanıltmamalı. Trump bir iş insanı, bu yüzden ikili ilişkiler yanıltıcı olabilir. Burada asıl hedef, Batı ile ilişkileri yeniden inşa etmek ve zedelenen kurumsal düzeydeki devlet ilişkilerini onarmaktır.”
Harris’in yaklaşımı daha az biliniyor Kamala Harris’in Türkiye’ye yaklaşımına dair tahmin yapmak daha zor. Aslı Aydıntaşbaş, “Harris’in dış politika öncelikleri hakkında çok az bilgiye sahibiz. Dış politikada öne çıkan bir başkan yardımcısı değil. Biden döneminin politikalarını sürdürecektir” dedi. Harris’in Türkiye ile ilgili belirgin bir politikası olmadığını da sözlerine ekledi.
Sinan Ülgen, Harris’in iktidara gelmesi halinde mevcut Başkan Joe Biden’ın politikalarını devam ettireceği görüşünde. Ülgen, böyle bir durumda “Türk-Amerikan ilişkilerindeki mevcut tablo büyük ölçüde sürecektir” dedi. Uzmanlar, Harris’in kabinesinde yer alması beklenen isimlerin Ankara ile ilişkiler üzerinde etkili olabileceğine dikkat çekti; bu isimler arasında Harris’in Ulusal Güvenlik Danışmanı Phil Gordon da bulunuyor.
Gordon, Türkiye’yi yakından tanıyan bir isim ve daha önce Bill Clinton ile Barack Obama dönemlerinde dış politikada önemli görevlerde bulunmuştu. Aydıntaşbaş, Harris’in Türkiye ile kurumsal ilişkileri yeniden tesis etme niyetinde olduğunu ifade etti: “ABD, tercihen Erdoğan’ı atlayarak kurumsal ilişki kurmak istiyor, Erdoğan’ı kucaklamaktan kaçınıyor. Ancak bu, sistemde kolay değil. Harris döneminde bu süreç böyle mi devam edecek yoksa Türkiye ile ilişkilerde sorun mu yaratacak, bunu henüz bilmiyoruz.”
James Jeffrey ise Harris’in Türkiye’yi, Macaristan, Mısır, Suudi Arabistan ve İsrail gibi otoriter devletler olarak değerlendirdiğini düşünüyor. “Harris iktidarında Türkiye’de gazetecilerin tutuklanması, hukukun üstünlüğü ihlalleri ve Kürt partilerine yönelik baskılar gibi konularda sürekli eleştiriler gündeme gelecektir. Bu tür sorunlar Trump döneminde pek yaşanmaz. Trump, Orban ve Erdoğan’ı desteklemekte.”