Düşük yoğunluklu odaklanmış ultrason; sigara, alkol ve uyuşturucu bağımlısı hastalara yardımcı olabilecek bir beyin stimülasyon terapisidir. Peki, beyin ultrasonu sigara, alkol ve yasaklı madde kullanımına bağlı bağımlılıkları tedavi edebilir mi?

Türkiye’de, geride bırakmaya hazırlandığımız 2023 yılında milyonlarca kişi alkol, sigara ve uyuşturucu bağımlısı olmuştur. Bilim insanları, bağımlılığın isteklerini durdurmaya yardımcı olabilecek ve şaşırtıcı derecede tanıdık bir terapi üzerinde çalışmaktadır.

Ultrason terapisinin “beyni sıfırlamaya ve bağımlılık arzusunu durdurmaya yardımcı olabileceği” umudu

Amerika’da Virginia Üniversitesi’nde yapılan araştırmalar, yasaklı madde kullanım bozukluğunun tedavisinde beyin ultrasonu etkinliğini değerlendirmek üzere bir çalışmayı sürdürüyor. Bu arada, yine Amerika’da, başta opioid kullanım bozukluğu olmak üzere alkol, sigara ve yasaklı madde gibi diğer maddelere bağımlılığı tedavi etmek için ultrason kullanımı incelenmektedir.

Daha fazla araştırma yapılması gerekse de ilk bulgular oldukça umut verici. Bu konudaki en etkileyici şey, sadece 10 ila 20 dakikalık bir tedaviden elde edilen sürekli değişiklik potansiyeli.

Beyin ultrasonu ile tedavi nasıl işe yarıyor?

Beyin, inanılmaz derecede karmaşık bir organ. Beyin stimülasyon terapilerinin nasıl çalıştığının altında yatan spesifik mekanizma henüz net olmasa da, uzmanlar nörotransmitterlerin veya nöronlar arasındaki mesajlaşma moleküllerinin akışını düzenleyerek beyni etkili bir şekilde sıfırladıkları düşünülmektedir. Böylece, bireyler onları yasaklı madde almaya veya sigara içmeye iten şiddetli istek ve kaygılarından etkilenmiyorlar.

Düşük yoğunluklu odaklanmış ultrasonun en önemli avantajlarından biri, invazif olmaması ve anestezi gerektirmemesidir. Bu tedavinin bir diğer avantajı da; mekanik ve akustik enerji kullanarak beynin derinliklerindeki yapıları hassas bir şekilde hedefleyebilmesidir.

Beyin ultrasonu ile, ultrason ışınlarını kesin, noktasal bir alana yönlendirebilirsiniz. Araştırmacılar LIFU kullanarak beynin derinliklerinde yer alan insular korteksi hedef alacaklar. Uzmanlar bunun madde kullanım bozukluklarında yer alan ödül devresinde merkezi bir rol oynadığına inanıyor.

Elektrokonvülsif terapi (EKT)

Elektrokonvülsif terapi (EKT) yaklaşık bir asır önce geliştirilmiştir. EKT’de anestezi altındaki bir hastanın beynine elektrik akımı gönderilerek kısa süreli bir nöbet geçirmesi sağlanır ve bugün hala örneğin majör depresif bozukluk, şizofreni ve bipolar bozuklukta kullanılmaktadır. EKT tipik olarak madde kullanım bozuklukları için kullanılmaz.

Derin beyin stimülasyonu (DBS)

Parkinson hastalığı ve obsesif kompulsif bozukluk dahil olmak üzere bir dizi rahatsızlığın tedavisinde kullanılan derin beyin stimülasyonu (DBS), hastanın beynine elektrik darbeleri gönderen kalp piline benzer bir nörostimülatörün implantasyonunu gerektirir. Oldukça etkili bir yöntemdir ve dünya genelinde 200.000’den fazla kişiye uygulanmıştır. Ancak, invaziv bir beyin ameliyatı büyük bir dezavantaj olabilir.

İlginizi çekebilir;

Vücutta Ürik Asit Nasıl Azaltılır? 7 Doğal Yöntem

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir